12 Mart 2010 Cuma

bu hafta sonu kaça bölüneyim

13-14 mart haftasonusu yapacak çok iş var:
1) Oğuz'un uzun zamandır beklediği ODTÜ Robot Günleri, her standda robotları inceleyip çizgi izleyenlerin ve sumoların yarışlarıyla heyecanlandığımız bir gün olacak.

Her ne kadar babamız tüm gün kalmayın dese de Oğuz şimdiden bütün ödevlerini cuma akşamıondan bitirip günü orada geçirmenin hesaplarını yaptı bile...

2) CEPA da ODTÜ Malzeme Bilimleri Topluluğu'nun Bilim Şenliği var.
Daha önce bu topluluğun benzer bir organizasyonu oldu mu bilmiyorum, ama adında bilim olan herşey güzeldir, katılmak gerekir.

4) Bu cumartesi hayatıma ışık katan o önemli kişinin, sevgili eşimin doğum günü. Cumartesi bir ara kutlamak lazım.:-)

5) Büyük Dahi Leonardo da Vinci AnkaMall'da, eğer bir kaç sene önce ODTÜ'ye gelen Evrensel Deha sergisinin bir benzeri ise bir an bile tereddüt etmeyin mutlaka gidin... Sanırım bu haftasonu değil gelecek haftaya gidebileceğiz. (Sergi 21 Mart'a kadar açık)

6) Tabii ya ben aslında bir tez insanıyım.
Bu salı günü tezin sonuç ve değerlendirme bölümünü bitirip hocaya göstereceğime söz verdim. iki alt başlık kaldı, onları sanıyorum bu gece ve yarın gece bitiririm.

İşte böyle, ben kaça bölüneyim...

11 Mart 2010 Perşembe

İstanbul'u özlüyorum

İstanbul, her sene en az iki ya da üç kez gittiğim şehre geçen yıl (2009) bir kere bile gitmemişim.

Sağlık sorunlarıydı, trafik kazasıydı derken 2009 berbat geçti, İstanbul'u sadece dizilerden izleyebildim.

Aşığım ben bu şehre...

Gerçekten aşığım, Denizci İstanbula, Sanatçı İstanbula, Tarihçi İstanbula aşığım.

Geçenlerde (1 ay kadar önce) İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın yeni binasının açılışını izledim televizyonda, orda olmalıyım dedim.
Her İstanbul haberi özlemi pekiştiriyor...

Bugun Atlas dergisi aldım.
İki önemli İstanbul haberi var.

Birincisi; Deni,z Müzesi yeni yerinde açılacakmış. Eski yeri Tayyare Atölyesinin hangarı idi, o bina ne olacak acaba? Ne zamandır gitmeyi istediğim bir yerdi, ilk İstanbul'umda plana aldım.

Diğeri; "İstanbul Haritaları" kitabı hakkında, Gerek kitap, gerekse hiritalardaki İstanbul hakkında harika bir yazı var. Kemal Tayfur tarafından kaleme alınmış.

İstanbul özlemim yine depreşti.

Atlas dergisinin bu ayki sayısını özellikle yürümeyi sevenlere tavsiye ederim. Hani promosyon küçük kitapları da vardır ya, dergiden önce onlar incelenir, bu ayki promosyonunda Akdeniz bölgesinin tarihi, pastoral ve pitoresk yürüyüş parkurları var.

18 Aralık 2009 Cuma

Yüksek Lisans Çalışmam

önemli tarihlerim:
22 ocak taslak da olsa yazdığım tezin enstituye verilmesi için gereken son gün.
5 şubat: juri karşısına bu zamana kadar ne yaptım ne ettim sunmam için son gün.

18 ocak. bugun.

bu zamana kadr neler yaptım. epey bir dokuman edindim, çoğunu bştan sona bir kısmını hızlıcana okudum. yalayıp yuttum diyemem ama elimde, zihnimde, moodle hakkında, tasarım yoluyla öğrenme hakkında, constructionizm hakkında epey bir bilgi var.

mesela constructionizm in constructivizm olmadıgını biliyorum.

constructivism : yapılandırıcı öğrenme. yani öğretmenin size verdigi veriler değil, sizin öğretmenden aldıgınız verilerle zihninizde inşa ettiğiniz bilgi daha önemli. öğrenme öğreten tarafında değil öğrenen tarafında gerçekleşir.

constructionism icin düzgün bir ceviri bulamadım. (chicken translation olarak inşa ederek öğrenme diyecegim daha iyisini bulana dek)
ancak bu da yapılandırıcı öğrenme felsefesini benimser, bir artı ile, o da, bilgiyi inşa ederken somut bir şeyler üretir. çocukların bazı kavramları lego ile öğrenmesi mesela belki de ilk inşa yoluyla öğrenme.

daha sonra konu hakkında buldugum linkleri de aktaracagım.
şimdilik b kadar yazıyorum. devamı gelecek.

17 Aralık 2009 Perşembe

Yumuktan ilk mesaj...

Uzun zamandır bir blog sitesine kaydolmak ve düzenli kullanmak istiyordum. Bu sadece düşüncelerimi aktarmak üzere değil, işim ve eğitimim doğrultusunda elde ettiğim bilgileri de akttaracak bir yer olacaktı.

24 saatlik bir zaman dilimi içinde iki ayrı blog sitesine girmek için sanırım internet bağımlılığımla barışıp kendimi uzak tuttugum pek çok şeyle kaynaşmam gerekiyormuş.:-)

Başlangıç olarak ne yazacağımı bilemediğim için ve standart programcı şablonuyla "merhaba dünya" demek istemedigim için sözlüğe kendimle ilgili yazdığım bir entriyi aktarıyorum.

İtiraf etmeliyim ki, bu yazıyı yazdığım tarihte şu anki kadar çok sevmiyordum hayatı.

Şu anda da çok bayıldığımı söyleyemeyeceğim. Vazife ifa ediyorum çoğu zaman.

Bir kısım insanın "yüzü olmayan insanların nokta atışı yaptığı yer" olarak nitelendirdiği sözlükte güzel dostluklar da edindim.

Sanırım başlangıç için yeterli bu kadarı.

Daha "case study" ve "qualitative research" konusunda bir kaç makale yazıp "methodology" bölümünü düzenleyeceğim.

Bilahare tez konum hakkında da daha etraflıca yazarım.
"
sözlüğü çok önemseyen, en bireysel duygularını sözlüğe aktaranları görünce, çok abartıyorlar derdim.

ancak zaman içinde benim de çok önemsediğim, kendi bilgi ve birikimlerimi aktardığım, yaşamın getirdiği neşe ve kederlerimi aktardığım bir yer oldu... film değilse de dizi eleştrilerimi yazıp benimle beraber izlemiş diğer yazarlarla ortak bir düşünce yakalamanın hazzını yaşadığım yer.
bazen internet bağımlılığımın tek adresi ama genel olarak -özellikle son bir yıldır- okuduğum bir alan.

son bir kaç gündür daha bireysel şeyler yazmaya, yazıp yazıp silmeye başladım, ağlama duvarım oldu sözlük. neşemi paylaştığım günlerin özlemindeyim...

bu süreçte çok da yalnız olmadığımı farkettim, benim derdimle dertlendiğini gördüğüm başka yazarlarla tanıştım. hepsine çok teşekkür ediyorum. özellikle mesajlarınızla bana güç ve metanet telkin ettiğiniz için çok teşekkürler.

hayata dönmeye başlıyorum. "bugun tezin için ne yaptın" başlığı altına daha çok takılmayı umuyorum.
"batsın bu dünya" modundaydım, yavaş yavaş "seni yenicem master" moduna geçmeye çalışıyorum.

yaşamayı -geçmişte vazgeçişleri hissetmiş olsam da- seviyorum.

sözlüğü de seviyorum."